KÜTÜB-İ SİTTE'DE RAMAZAN VE ORUÇ HAKKINDAKİ BAZI HADİS-İ ŞERİFLER



3082 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ademoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenab-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur:) Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-i kudside) şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfaatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terketti." "Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur."

3083 - Bir rivayette de şöyle buyrulmuştur: "Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!" desin (ve ona bulaşmasın)." Buhari, Savm 2, 9, Libas 78; Müslim, Sıyâm 164 (1151); Muvatta, Sıyâm 58, (1, 310); Ebu Dâvud, Savm 25 (2363); Tirmizi, Savm 55, (764); Nesâi, Sıyâm 41, (2, 160-161); İbnu Mâce, Sıyam 1, (1638), Edeb 58, (3823).

3084 - Yine Ebu Hüreyıe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar." Tirmizi, Cihâd 3, (1624).

3085 - Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü dedim, bana öyle bir amel emret ki (yaptığım takdirde) Allah beni mükâfaatlandırsın." "Sana dedi, orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur." Nesâi, Sıyam 43, (4, 165).

3086 - Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez." Buhari, Savm 4, Bed'ü'l- Halk 9; Müslim, Sıyâm 166, (1152); Nesâi, Sıyam 43, (4, 168); Tirmizi, Savm 55, (765). Tirmizi'nin rivayetinde şu ziyâde var: "Oraya kim girerse ebediyyen susamaz."

3087 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz." Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mâce, Sıyâm 45, (1746).

3088 - Yine Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur." Buhari, Savm 5, Bed'ü'l-Halk 11, Müslim, Sıyâm 2, (1079); Nesâi, Sıyâm 5, (4, 129).

3089 - Nesâi 'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Bir münâdi, her gece şöyle nida edip bağırır: "Ey hayır isteyen, gel! Ey şer isteyen kendini şerden tut!" Nesâi, Savm 5, (4, 130).

3090 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Ramazandan sonra hangi oruç efdaldir?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Ramazanı ta'zim için Şa'bân!" Tekrar soruldu: "Hangi sadaka efdaldir?" "Ramazanda verilen!" cevabını verdi." Tirmizi, Zekat 28, (663).

6472 - Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) azad edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazanın) her gecesinde olur."

6473 - Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anhuma anlatıyor: "Ramazan ayı girmişti. Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bu mübarek aya girmiş bulunuyorsunuz. Bu ayda bir gece vardır ki bin aydan hayırlıdır. Bu gecenin hayır ve bereketinden mahrum kalan bir kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış gibidir. Onun hayrı ise sadece (uhrevi saadetten) mahrum kimseye haramdır."

3091 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ramazanı zikrederek buyurdular ki: "Hilâli görünceye kadar oruç tutmayın, yine (müteakip) hilâli görünceye kadar da yemeyin. Bulut araya girerse ayı takdir edin." Buhari, Savm 11, 5, 13, Talâk 25; Müslim, Sıyâm 9, (1080); Muvatta, Sıyâm 1, (1, 286); Ebu Dâvud, Savm 4, (2320); Nesâi, Savm 10, 11, (4, 134).
Buhari'nin bir rivayetinde: "Bulut, görmenize mâni olursa sayıyı otuza tamamlayın" denmiştir. Müslim ve Nesâi'nin Ebu Hüreyre'den kaydettikleri bir rivayette: "Hava bulutlu ise otuz gün oruç tutun" denmiştir.

3092 - Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Ramazan ayını, hilâli görmedikçe veya sayıyı ikmal etmedikçe öne alıp başlatmayın. (Hilali görüp veya sayıyı tamamladıktan) sonra müteakip hilâli görünceye veya sayıyı tamalayıncaya kadar orucu tutun" Ebu Davud, Savm 6, (2362); Nesâi, Savm 13, (4, 135, 136).

3093 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Şâban ayının günlerini hesapladığı kadar başka bir ayın günlerini hesaplamazdı. Sonra Ramazan hilâlini görünce oruca başlardı. Eğer bulut araya girer (hilâli göremez) ise (Şâban'ı) otuz gün olarak hesaplar, sonra Ramazan orucuna başlardı." Ebu Dâvud, Savm 6, (2325).

3094 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Bir Bedevi Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Ben hilâli -yani ramazan hilâlini- gördüm!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: "Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet getirir misin?" dedi. Adam buna da, "evet!" diye cevap verince, Efendimiz: "Ey Bilal! dedi, halka yarın oruç tutmalarını ilan et!" Ebu Davud, Sıyam 14, (2340, 2341); Tirmizi, Savm 7, (691); Nesai, Savm 8, (4, 132); İbnu Mace, Sıyam 6, (1652).

3095 - İbnu Ömer (radıyallalıu anh) anlatıyor: "Halk hilâli görmek için gayret sarfetti. Ben, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gördüğümü (tek başıma) söyledim. Sözüm üzerıne oruç tuttu ve halka da oruç tutmalarını emretti." Ebu Dâvud, Savm 14, (2342).

3096 - Hüseyin İbnu'l-Haris el-Cedeli, Haris İbnu Hatib (radıyallahu anh)'den anlatıyor: "Haris dedi ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) hilali görünce oruç tutmamızı emretti, eğer biz göremez de iki âdil şâhid gördükleri hususunda şehâdet ederlerse, onların şehâdetlerine uyarak tutacaktık." Ebu Dâvud, Savm 13, (2338).

3097 - Ebu Umayr İbnu Enes, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın ashabından olan amcalarından naklettiğine göre, bir grup kimse Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)'a binekleriyle gelip: "Dün hilâli gördük" diye şehâdette bulundular. Bunun üzerine, Efendimiz onlara oruçlarını açmalarını, sabah olunca da musallaya (bayram namazına) gelmelerini emretti." Ebu Davud, Salât 255, (1157); Nesâi, Iydeyn 2, (3, 180).

3098 - Küreyb (rahimehullah) anlatıyor: "Ben Şam'da iken ramazan hilali beklenmişti. Hilali bir cum'a günü ben de gördüm. Sonra ayın sonunda Medine'ye geldim. İbnu Abbâs (radıyallahu anh): "Hilali ne zaman görmüştünüz?" diye sordu. Ben "Cum'a günü!" dedim. İbnu Abbâs tekrar: "Sen de hilali gördün mü?" dedi. Ben: "Evet, hem ben, hem de halk gördü ve herkes oruç tuttu. Hz. Muâviye (radıyallahu anh) de oruç tuttu!" dedim. İbnu Abbâs (radıyallahu anh): "Ama biz hilâli cumartesi gecesi gördük. Öyleyse otuza tamamlayıncaya veya hilali görünceye kadar tutmalıyız!" dedi. Ben: "Hz. Muâviye'nin görmesiyle ve onun orucuyla iktifa etmiyor musun?" dedim. Cevaben: "Hayır! Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize böyle emretti" dedi." Müslim, Sıyâm 28, (1087); Ebu Dâvud, Savm 9, (2332); Tirmizi, Savm 9, (693); Nesâi, Savm 7, (4, 131).

3099 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "(Muteber) oruç, (hep beraber) tuttuğunuz gündekidir. (Muteber) iftar, hep beraber ettiğiniz gündekidir. (Muteber) kurban hep beraber kurban kestiğiniz gündekidir." Tirmizi, Savm 11, (697); Ebu Dâvud, Savm 5, (2324).

3100 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Ramazan ayı şöyle, şöyle şöyledir -bu sırada iki elini bütün parmaklarıyla iki sefer çırptı, üçüncu çırpışta sağ veya sol başparmağını yumdu.-"

3101 - Müslim ve Nesai'de gelen bir rivayette: "Biz ümmi bir milletiz, ne yazı ne de hesap biliriz. Ay, şöyle şöyledir" dedi. Yani bir defasında yirmidokuz, bir defasında otuz gösterdi" denmiştir." Buhari, Savm 13, 5, 11, Talak 29; Müslim, Savm 13-15, (1080); Ebu Davud, Savm 4, (2319, 2320, 2321); Nesai, Savm 17, (4, 139, 140).

3102 - Ebu Bekre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İki bayram ayı eksilmezler: Bunlar Ramazan ve Zilhicce aylarıdır." Buhari, Savm 12; Müslim, Sıyâm 31, (1089); Ebu Dâvud, Savm 4, (2323); Tirmizi, Savm 8, (692).

3103 - Hz. Hafsa (radıyallabu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "Kim orucu fecirden önce niyetle (kesin kılmazsa) onun orucu yoktur." Ebu Dâvud, Savm 71, (2454); Tirmizi, Savm 33, (730); Nesâi, Savm 68, (4, 196, 197).

3104 - Hz. Aişe ve Hz. Hafsa (radıyallahu anhümâ) buyurdular ki: "Sadece şafaktan önce niyet edenlerin orucu muteberdir." Nesâi, Savm 68, (4, 197, 198); Muvatta, Sıyâm 5, (1, 288).

3105 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselâm) bir gün bana: " Yanında (yiyecek) bir şey var mı?" diye sordu. "Hayır!" demem üzerine: "Ben oruç tutacağım!" buyurdu. Yanımdan çıkınca bize bir hediye geldi -veya bize bir grup misafir geldi.- Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) eve geri dönünce: "Ey Allah'ın Resulü bize bir hediye geldi -veya bize ziyaretçiler geldi- sana yiyecek bir şey hazırladım!" dedim. "Nedir o?" diye sordu. Ben: "Hays! (un, yağ, hurmadan yapılan bir yemek)" dedim. "Getir onu!" buyurdu. Ben de getirdim. Aleyhissalâtu vesselam onu yedi, sonra: "Oruçlu olarak sabahlamıştım" buyurdu." Mücâhid (rahimehullah) der ki: "Bu, malından sadaka çıkaran adam gibidir, o, dilerse çıkardığı sadakayı verir (yani kararını icra eder), isterse vermekten vazgeçer." Müslim, Sıyâm 169, (1154); Nesâi, Savm 67, (4, 193-195); Tirmizi, Savm 35, (733, 734); Ebu Dâvud, Savm 72, (2455).

3106 - Ümmü'd-Derdâ anlatıyor: "Ebu'd-Derda (radıyallahu anh) gündüzleyin gelir: "Yanınızda yiyecek var mı?" diye sorardı. Şâyet biz: "Hayır, yok!" diyecek olsak: "Öyleyse bugün ben oruçluyum!" derdi. Ebu Talha, Ebu Hüreyre, İbnu Abbâs, Huzeyfe (radıyallahu anhüm) hep böyle yaptılar." Buhari, Savm 21, (Tercümede, yani bir bab başlığında zikretmiştir).

3107 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim kendiliğinden kusacak olursa, üzerine kaza gerekmez. Kim de isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin." Ebu Dâvud, Savm 32, (2380); Tirmizi, Savm 25, (720); İbnu Mâce, Savm 16, (1676).

3108 - Ebu Sa'id (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Üç şey vardır orucu bozmaz: Hacamat olmak (kan aldırmak), kusmak, ihtilam olmak." Tirmizi, Savm 24, (719).

3109 - Ma'dân İbnu Talha, kendisine Ebu'd-Derdâ (radıyallahu anh)'nın şunu anlattığını söylemiştir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kustu ve orucunu açtı. Sevbân (radıyallahu anhâ) bu meseleyi sordu. Sevbân: "Doğru söylemiş, o zaman abdest suyunu ben döktüm" dedi." Ebu Dâvud, Savm 32, (2381); Tirmizi, Tahâret 64, (87).

3110 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ihramlı olduğu halde hacamat oldu. Keza oruçlu iken de hacamat oldu." Buhari, Savm 32, Tıbb 11; Müslim, Hacc 87, (1202); Ebu Dâvud, Savm 29, (2372, 2373); Tirmizi, Savm 61, (775, 776, 777).

3111 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz oruçlunun hacamat olmasını, sâdece bitap düşmesinden korkup terkettik." Ebu Dâvud, Savm 29, (2375); Buhari, Savm 32.

3112 - İbnu Ebi Leylâ, Sahâbi bir zâttan naklediyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) hacamat olmaktan, muvâsaladan (üst üste bir kaç gün oruç açmamaktan) yasakladı. Ancak bunları ashâbına haram kılmadı. Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü, sen sahura kadar orucu devam ettiriyorsun" denildi de şu cevabı verdi: "Ben sahura kadar uzatıyorum, zira Rabbim bana yedirip içirmektedir." Ebu Dâvud, Savm 29, (2374).

3113 - Rafi' İbnu Hadic (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular: "Hacamat ettiren de, hacamat eden de orucunu açmıştır." Tirmizi, Savm 60, (774); Ebu Dâvud, Savm 28, (2367); İbnu Mâce, Savm 18, (1679, 1680, 1681).

3114 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resulü, gözüm ağrıyor, oruçlu olduğum halde sürme çekiyorum (bu, orucumu bozar mı?)" diye sordu. Resulullah: "Hayır (bozmaz)" dedi." Tirmizi, Savm 30, (726).

3115 - Abdurrahman İbnu Nu'man İbni Ma'bed İbni Hevze (an ebihi an ceddihi) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) uyku sırasında gözlere miskle karıştırılmış ismid (sürmesi) çekilmesini emir buyurdu ve "Oruçlu bundan sakınsın!" dedi." Ebu Dâvud, Savm 31, (2377).

3116 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) oruçlu olduğu halde hanımlarından birini öperdi" (Hz. Aişe bunu söyleyip sonra güldü.)

3117 - Bir başka rivayette şöyle der: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), oruçlu iken mübaşerette bulunurdu. O, nefsine hepinizden çok hâkim idi." Buhari, Savm 24, 23; Müslim, Sıyâm 62-65, (1106); Muvatta, Sıyâm 14, (1, 292); Ebu Dâvud, Savm 33, (2382-2386); Tirmizi, Savm 31, (727-729).

3118 - Hz. Câbir anlatıyor: "Hz. Ömer İbnu'l-Hattâb (radıyallahu anhümâ) (bir gün telâşla gelerek): "Ey Allah'ın Resulü! Bugün ben büyük bir hatada bulundum, oruçlu iken (hanımımı) öptüm!" dedi. Resulullah da şöyle cevapladı: "Sen oruçlu iken mazmaza yapmaz mısın? (Bu orucunu bozar mı?)" (Ravilerden İsa İbnu Hammâd rivayetinde) der ki: "Dedim ki: "Bunda bir beis yok!" Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Öyleyse niye (öpmeden telaşa düşüyorsun?)" Ebu Dâvud, Savm 33, (2385).

3119 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a oçuçlunun hanımıyla mübaşeretinden sordu. Aleyhissalatu vessalam ruhsat verdi. Arkadan bir başkası geldi, o da aynı şeyi sordu. Buna mübâşereti yasakladı. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın ruhsat tanıdığı kimse yaşlı birisiydi, yasakladığı kimse de gençti." Ebu Dâvud, Savm 35, (2387).

3120 - Nâfi merhum anlatıyor: "Abdullah İbnu Ömer (radıyallahü anhümâ) oruçluyu öpme ve mübaşeretten men ederdi." Muvatta, Sıyâm 20, (1, 293).

3121 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir." Buhari, Savm 26, Eyman 15; Müslim, Sıyâm 171, (1155); Tirmizi, Savm 26, (721); Ebu Dâvud, Savm 39, (2398).

3122 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselam), bazan olurdu bir ay boyu oruç tutmazdı ve o aydan hiç oruç tutmayacağını zannederdik. Bazan da (öylesine ara vermeden) tutardı ki, o aydan hiç bir günü oruçsuz geçirmeyecek zannederdik. Sen onu, geceleyin namaz kılarken görmek istesen mutlaka görürdün. Geceleyin uyur görmek istesen mutlaka görürdün." Buhari, Savm 53, Teheccüd 11; Müslim, Sıyâm 180, (1158); Tirmizi, Savm 57, (769).

3123 - İbnu Abbâs (radıyallabu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissâlatu vesselâm), ramazan dışında hiçbir ayı tam olarak oruçlu geçirmedi." Buhari, Savm 53; Müslim, Savm 178, (1157); Nesâi, Savm 70, (4, 199)

3155 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sahur yemeği yiyin, zira sahurda bereket var." Buhari, Savm 20, Müslim, Sıyâm 45, (1095); Tirmizi, Savm 17, (708); Nesâi, Savm 18, (4, 141).

3156 - Amr İbnu'I-As (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab'ın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir." Müslim, Sıyâm 46, (1096); Ebu Dâvud, Savm 15, (2343); Tirmizi, Savm 17, (709); Nesâi, Savm 27, (4, 146).

3157 - Zeyd İbnu Sâbit (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'Ia birlikte sahur yemeği yedik, sonra namaza kalktık." Kendisine: "(Yemekle sahur) arasında ne kadar zaman geçti?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Elli âyet (okuyacak) kadar!" Buhari, Savm 19, Mevâkitu's-Salât 27, Teheccüd 8; Müslim, Sıyâm 47, (1097); Tirmizi, Savm 14, (703); Nesâi, Savm 21, 22, (4, 143).

3158 - Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben ailem içerisinde sahuryemeği yiyordum. Sonra ben, sabah namazını Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)'Ia birlikte kılmak için sür'atli yiyordum." Buhari, Savm 19, Mevâkit, 27.

3159 - Zirr İbnu Hubeyş anlatıyor: "Huzeyfe (radıyallahu anh)'ye: "Sen Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte hangi vakitte sahur yedin?" diye sorduk. Şu cevabı verdi: "Gündüzdü, ancak güneş doğmamıştı." Nesai, Savm 20, (4, 142).

3160 - Talk İbnu Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Fecr-i kâzib size mâni olmasın, fecr-i sadık karşınıza çıkıncaya kadar yiyin için." Ebu Dâvud, Savm 17, (2348); Tirmizi, Savm 15, (705).

3161 - Buhari ve Müslim'in İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'dan rivayetlerine göre, ResuluIlah, fecr-i sâdık'ı tarif ederken: "0, enlemesine görülen aydınlıktır, uzunlamasına görülen değil" buyurdu." Buhari, Ezân 13, Talâk 24, Haberu'I-Vâhid 1; Müslim, Sıyâm 40, (1093); Ebu Dâvud; Savm 17, (2347); Nesai, Savm 30, (4, 148).

3162 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz ezanı işitince (yiyip-içtiği) kap elinde ise, ihtiyacını görünceye kadar onu bırakmasın." Ebu Dâvud, Savm 18, (2350).

3163 - Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Gece şu taraftan (doğudan) gelince, gündüz de şu taraftan (batıdan) gidince, güneş de batınca oruçlu orucunu açmıştır." Buhari, Savm 43; Müslim, Sıyâm 51, (1100); Ebu Dâvud, Savm 19, (2351); Tirmizi, Savm 12, (698).

3164 - Humeyd İbnu Abdirrahman anlatıyor: "Hz. Ömer ve Hz. Osman (radıyallahu anhüma), akşam namazını, gecenin karanlığını (ufukta) görür görmez daha iftarı açmadan kılarlar, namazdan sonra da oruçlarını açarlardı. Bunu ramazanda yaparlardı." Muvatta, Sıyâm 8, (1, 289).

3165 - Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İnsanlar iftarda ta'cile yer verdikleri müddetçe hayır üzere devam ederler." Buhari, Savm 45; Müslim, Sıyam 48, (1098); Muvatta, Sıyâm 6, (1, 288); Tirmizi, Savm 13, (699).

3166 - İmam Mâlik'ten anlatıldığına göre, Abdulkerim İbnu Ebi'I-Muharik'in şöyle söylediğini işitmiştir: "Nübüvvet (peygamberlik) amellerinden biri de iftarın ta'cili (öne alınması), sahurun da te'hir edilmesidir." Muvatta, Kasru's-Salât 46, (1, 158).

3167 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılmazdan önce biçkaç taze hurma ile orucunu açardı. Eger taze hurma yoksa kuru hurma ile açardı. Eğer kuru hurma da bulamazsa birkaç yudum su yudumlardı." Ebu Dâvud, Savm 22, (2556); Tirmizi, Savm 10, (694).

3168 - Mu'az İbnu Zühre anlatıyor: "Bana ulaştı ki, Resulullah aleyhissalatu vesselam, iftar ettiği zaman şu duayı okurdu: "Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü. (Ey Allahım senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açıyorum.)" Ebu Davud, Savm 22, (2358).

3169 - Mervan İbnu Salim, Hz. İbnu Ömer radıyallahu anhüma'den naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam orucunu açınca şöyle derdi: "Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, inşaallah Teâlâ sevap kesinleşti." Ebu Dâvud, Savm 22, (2357). "Rezin, duanın baş kısmına "Elhamdülillah" kelimesini ziyade etti."

3170 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ramazan ayının sonunda oruçları vasletti (yani hiç bozmadan birkaç gün ard arda devam ettirdi). Onunla birlikte halk da vasletti. Durum ResululIah'a ulaşınca: Eğer Ramazan ayı bizim için uzatılsaydı biz onu öyle bir vaslederdik ki derine dalanlar (aşırılar) bundan (aşırılıklarından) vazgeçmek zorunda kalırlardı. Ben sizin gibi değilim. Ben gölgelenirim. Rabbim bana hem yedirir hem de içirir." Buhari, Savm 48; Tenmenni 9; Müslim, Savm 57-60 (1103-1105); Tirmizi; Savm 62, (778).

3171 - Ebu Bekr İbnu Abdirrahman'ın anlattığına göre, babası, Mervan'a Hz. Aişe ve Ümmü Seleme (radıyallahu anhümâ)'nin kendisine şunu haber verdiklerini söylemiştir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ramazan ayında, rüya sebebiyle olmaksızın cünüb olarak fecir vaktine ulaştığı olurdu da, kalkıp yıkanır ve orucunu tutardı." Buhari, Savm 22, 25; Müslim, Sıyâm 76, (1109); Muvatta, Sıyâm 12, (1, 291); Ebu Dâvud, Savm 36, (2388, 2389); Tirmizi, Savm 63, (779); Nesâi, Tahâret 123, (1, 108).

3172 - Âmir. İbnu Rebi'a (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı, oruçlu iken misvaklandığını sayamayacağım kadar çok gördüm." Buhari, Savm 27; Ebu Dâvud, Savm 26, (2364); Tirmizi, Savm 29, (725); (Buhari'nin rivayeti muallaktır).

3173 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) şöyle demiştir: "Oruçlu, günün başında ve sonunda misvak kullanır." Buhari, Savm 25 (bab başlığında (tercüme) kaydetmiştir).

3174 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah. (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim yalanı ve onunla ameli terketmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." Buhari, Savm 8, Edeb 51; Ebu Dâvud, Savm 25, (2326); Tirmizi, Savm 16, (707).

3175 - Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz yemeğe davet: edilince, oruçlu ise: "Ben oruçluyum" desin." Müslim, Sıyâm 159, (1150); Ebu Davud, Savm 76, (2461); Tirmizi, Savm 64, (780; 781); İbnu Mâce, Sıyâm 47, (1750).

3176 - Hz. Aişe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir kavme misafir olursa, onlar müsaade etmedikçe (nafile) oruç tutmasın." Tirmizi Savm, 70, (789); Tirmizi, hadis için: "Münkerdir, Hişam İbnu Urve dışında sâ biri tarafından rivayet edildiğini görmedik" der.

3177 - Ümmü Ammâre Bintu Ka'b (radıyallahu anhâ)'ın anlattığına göre: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) yanına girmiştir. Ammare yemek ikram edince, Aleyhissalâtu vesselâm: "Sen de ye!" demiş, kadın: "Ben oruç tutuyorum" deyince Resulullah şöyle buyurmuştur: "Oruçlu kimse, başkasına ikramda bulunur ve yemeğinden başkaları yerse, onlar yedikleri müddetçe melaike aleyhimüsselam oruçluya rahmet duasında bulunurlar." Bir başka rivayette şöyle denmiştir: "Oruçlunun yanında oruçsuzlar yemek yiyecek olursa, melekler oruçluya rahmet okurlar." Tirmizi, Savm 67, (784, 785, 786).

3178 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kadın, kocası varken izin almadan (nafile) oruç tutmasın." Buhari, Nikâh 84; 86; Müslim, Zekât 84, (1026);. Ebu Davud, Savm 74, (2485); Tirmizi, Savm 65, (782); Ebu Dâvud'un rivayetinde, "Ramazan dışmda" ziyadesi vardır.

3192 - Nafi anlatıyor: "İbnu Ömer radıyallahu anhüm diyor ki: "Ramazanı, hastalık ve sefer sebebiyle yiyenler, onu peş peşe tutarlar." Muvatta, Sıyâm 45, (1, 304)

3193 - İbnu Şihâb anlatıyor: "Ebu Hüreyre ve İbnu Abbâs (radıyallahu anhüm) Ramazan orucunun kazası hususunda ihtilaf ettiler. Biri: "Araları açılabilir" dedi. Diğeri, "açılamaz!" dedi. Ben hangisinin "açılabilir " dediğini, hangisinin de "açılamaz!" dediğini bilmiyorum." Muvatta; Savm 46, (1, 304).

3194 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Üzerimde Ramazan orucu bulunurdu da ben onları ancak Şaban ayında kaza edebilirdim. Bu, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın mevkii sebebiyle idi." Buhari, Savm 40; Müslim, sıyam 151, (1146); Muvatta, Sıyam 54, (1, 308); Ebu Davud, Savm 40, (2399); Tirmizi, Savm 66, (783); Nesai, Savm 64, (4, 191).

3195 - Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse, velisi ona bedel tutar." Buhari, Savm 42; Müslim, Sıyam 153, (1174); Ebu Davud, Savm 41, (2400).

3196 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir kadın Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Annem vefat etti, üzerinde de nezir orucu borcu var, kendisine bedel oruç tutabilir miyim?" dedi. Resulullah: "Annen üzerinde borç olsaydı da sen ödeyiverseydin, bu borç onun yerine ödenmiş olur muydu?" diye sordu. Kadın: "Evet!" deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse annene bedel oruç tut!" buyurdu." Buhari, Savm 42; Müslim, Savm 156, (1148); Ebu Davud, Eyman 25, (3307, 3308); Tirmizi, Savm 22, (716).

3197 - İmam Malik'e ulaştığına göre İbnu Ömer radıyallahu anh, bir kimsenin diğer bir kimse yerine oruç tutmasını veya bir kimsenin başka bir kimse yerine namaz kılmasını münker addederdi." Muvatta, sıyam 43, (1, 303).

3198 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ben ve Hafsa oruçlu idik. Bize yiyecek hediye edildi. Ondan yedik. Resulullah aleyhissalatu vesselam yanımıza girdi. Hafsa (cür'ette) babası gibiydi, sözde benden evvel davranıp: "Ey Allah'ın Resulü, biz, Aişe ve ben nafile oruca niyet etmiş, bu niyetle sabaha kavuşmuştuk. Bize bir yemek hediye edildi. Biz de ondan yedik" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Bunun yerine bir başka gün kaza orucu tutun!" buyurdu." Muvatta, Sıyam 50, (1, 306); Ebu Davud, Savm 73, (2457); Tirmizi, Savm 36, (735).

3199 - Esma Bintu Ebi Bekr radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah zamanında bulutlu bir günde orucumuzu açtık. Sonra güneş doğdu. Hişam'a: "Kaza emredildi mi?" diye soruldu. "Kazasız olur mu?" diye cevap verdi." Buhari, Savm 46; Ebu Dâvud, Savm 23, (2359).

3200 - Eslem rahimehullah anlatıyor: "Ömer bunu, yani kazayı yerine getirdi ve dedi ki: "Bu iş basittir, içtihadda bulunduk." Muvatta, Sıyâm 44, (1, 303).

3201 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez." Buhari, Savm 29; Tirmizi, Savm 27, (723); Ebu Davud, Savm 38, (2396).

6474 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Ramazan orucunu hilali görmezden bir gün önce başlatmayı yasakladı."

6475 - Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan radıyallahu anhüma minber üstünde şunu anlatmıştır: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Ramazan ayından önce minberde buyurdular ki: "Ramazan falan gün başlayacak. Biz daha önceden oruç tutarız. Dileyen önceden başlasın, dileyen de (o güne kadar tutmayı) tehir etsin."

6476 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gün): "Ramazan ayında kaç gün geçti?" buyurdular. Biz: `Yirmiiki, geriye de sekiz gün kaldı!" dedik. Resulullah bu cevabımız üzerine: "Ramazan ayı şu kadardır, Ramazan ayı şu kadardır, Ramazan ayı şu kadardır!" diyerek (ellerinin parmaklarıyla) üç kere gösterdi ve sonuncu sefer bir parmağını büktü (yani yirmidokuz isareti yaptı)."

6477 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın sağlığında ramazan ayını yirmidokuz gün olarak tutmamız otuz tutmamızdan daha fazladır."

6478 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yolculuk (sefer) sırasında oruç tutmak birr (denen makbul ve mahbub amelden) değildir."

6479 - Abdurrahman İbnu Avf radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Seferde Ramazan orucu tutan hazerde oruç tutmayan gibidir."

6480 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Helak oldum!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Seni helak eden şey nedir?" diye sordu. Adam: "Ramazan içinde hanımıma temasta bulundum!" dedi. Resulullah: "Öyleyse bir köle azad et!" buyurdu. Adam: "Kölem yok ki!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Üst üste iki ay oruç tut!" emretti. Adam: "Tahammül edemem" dedi. Resulullah: "öyleyse altmış fakir doyur!" buyurdu. Adam: "(Bu kadar yiyeceği) bulamam!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam adama: "Otur!" dedi. Adam oturdu. Adam bu şekilde beklerken arak denen bir sepet hurrma getirildi. Aleyhissalatu vesselam: "Haydi bunu götür ve tasadduk et!" buyurdular. Adam: "Ey Allah'ın Resulü! Seni Hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun şu iki kayalık (Uhud ve Air dağları) arasında (yani Medine'de) yaşayan aileler içerisinde buna bizden daha muhtacı yoktur!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse haydi götür, horantana yedir!" buyurdular." Hadisin yine Ebu Hureyre'den yapılan bir başka rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Resulullah aleyhissalatu vesselam adama: "Ramazandan bozduğun gün yerine bir gün oruç tut!" buyurur."

6481 - Fezale İbnu Ubeyd el-Ensari radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, oruçlu olduğu bir günde yanlarına gelmiş, içmek üzere su istemiş ve içmiştir. "Ey Allah'ın Resulü! Bugün siz oruçlu idiniz!" denince: "Evet öyleydim, lakin (az önce) kustum (orucum bozuldu)" buyurmuştur."

6482 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Oruçlunun hayırlı hasletlerinden biri misvak kullanmasıdır."

6483 - Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam oruç iken gözüne sürme çekti."

6484 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hacamat yapan da yaptıran da orucunu bozmuş olur."

6485 - Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın azadlılarından Meymune radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a oruçlu iken, oruçlu hanımını öpen adam hakkında sorulmuştu: "İkisinin orucu da bozulur!" buyurdular."

6486 - İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Yaşlı oruçlulara mübaşeret (öpme vs.) hususunda ruhsat tanındı ise de gençlere mekruh kılındı."

6487 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nice oruçlular vardır ki, tuttuğu oruçtan yanına sadece çektiği açlık kâr kalır. Nice gece namazı kılanlar vardır ki, onların da kârı gece uykusuz kalmaktan ibarettir."

6488 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Gündüz orucuna sahur yemeği ile yardımcı olun, kaylüle (öğle uykusu) ile de gece namazına yardımcı olun!"

6489 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanlar iftarı ta'cil edip (geciktirmedikleri) müddetçe hayır üzere devam ederler. Öyleyse iftarı tacil edin (ilk vaktinde orucunuzu açın). Çünkü yahudiler, iftarlarını te'hir ederler."

6490 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh demiştir ki: "Hayır! Kâbenin Rabbine yemin olsun! "Cünub olarak sabahlayan kimse orucunu bozsun!" sözünü ben söylemedim. Bunu söyleyen, Muhammed aleyhissalatu vesselam'dır."

6491 - Abdullah İbnu Amr radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Nuh aleyhisselam Ramazan ve Kurban bayramları hariç, yıl orucu tutmuştur" dediğini işittim."

6493 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Hacc sırasında) Mina'da geçirilen günler yeme içme günleridir."

6494 - Bişr İbnu Suhaym radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam teşrik günlerinde hutbe okudu ve dedi ki: "Cennete sadece müslüman kimse girecektir ve şurası da muhakkak ki bu günler yeme içme günleridir."

6495 - Abdullah İbnu Büsr radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cumartesi günleri, farz oruçlar dışında oruç tutmayın. Sizden biri, o gün, üzüm çöpünden veya bir ağaç kabuğundan başka (yiyecek) bir şey bulamasa bile, onları emip oruç tutmasın."

6496 - Katâde İbnu'n-Numan radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Arafe günü oruç tutan kimsenin önündeki bir yıl ile geçmişteki bir yıllık (küçük) günahları mağfiret olunur" dediğini işittim."

6501 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah  aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Herşeyin bir zekatı (temizlenme vasıtası) vardır, cesedin zekatı oruçtur." Muhrız rivayetinde şu ziyadede bulundu: "Resulullah aleyhissalatu vesselam şunu ilave etti: "Oruç, sabrın yarısıdır."

6502 - Abdullah İbnu'z-Zübeyr radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Sa'd İbnu Muaz'ın yanında iftar açmıştı. Şöyle buyurdular: "Yanınızda oruçlular iftar etti. Yemeklerinizden ebrâr olanlar yedi, size de melaikeler rahmet duasında bulundular."

6503 - Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Bilal radıyallahu anh'a: "Yemek ye, ey Bilal!" demişti. "Ben oruçluyum!" diye karşılık verdi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Biz rızıklarımızı yiyoruz. Bilal'in rızkının fazlı cennettedir. Ey Bilal yanında yemek yenen oruçlunun kemiklerinin tesbih ettiğini ve meleklerin de onun için istiğfarda bulunduğunu hissettin mi?" buyurdular."

6504 - Abdullah İbnu Amr İbni'l As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır."

6507 - Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kadınların kocalarından izin almaksızın (nafile) oruç tutmalarını yasakladı."