• Felaket fırsatçıları
  • Çadırlar yine su altında
  • Sıra SHÇEK'te
  • '200 bin insan dışarıda'
  • Tantan'dan kış uyarıları
  • 'Sakarya büyükşehir olsun'
  • Gündüzleri far yakın!..
  • Tıp Fakültesi'nde ameliyat krizi


    Felaket fırsatçıları

    ANKARA

    Alo RTÜK hattına gelen şikayetler, medyanın deprem felaketlerini "rating" aracı olarak kullandığını ortaya koyuyor.

    Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 17 Ağustos'taki Marmara depremi ve 12 Kasım'daki Düzce depremi ile ilgili yayınları mercek altına aldı.

    RTÜK, depremle ilgili yayınlar konusunda kamuoyunun duyarlılık noktalarının bir ölçüde de ortaya konması bakımından, 17 Ağustos-27 Eylül 1999 tarihleri ile 12-15 Kasım 1999 tarihleri arasında 178 Alo RTÜK telefonlarına gelen şikayetleri incelemeye aldı.

    Söz konusu zaman dilimleri içerisinde, 178 Alo RTÜK'e deprem yayınlarıyla ilgili 262 başvuru yapıldı. Bu başvuruların konulara göre dağılımı şöyle:

    RATİNG ARACI OLARAK KULLANDILAR

    ´ TV kanallarının depremle ilgili yayınlarını beğenmeyenler, depremle ilgili haberlerin rating amaçlı kullanıldığını düşünenler: 56

    ´ Yayınlarda, vatandaş ile devletin karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını, tahrik unsurlarına yer verildiğini düşünenler: 41

    HALK PANİĞE SEVKEDİLİYOR

    ´ Yayın yoluyla halkın paniğe sevkedildiğini düşünenler: 26

    ´ Depremden sonra cinsellik unsuru içeren filmlerin yayınlanmaması gerektiğini düşünenler: 37

    ´ Depremden sonra müzik yayını yapılmaması gerektiğini düşünenler: 49

    ´ Felaket bölgeleriyle ilgili görüntülerin tekrar tekrar verilmesinin çocukların ve yaşlıların ruh sağlığını bozacağını düşünenler: 97

    KİŞİ VE KURUMLARIN REKLAMINI YAPTILAR

    ´ Depremle ilgili yayınlarda kişi ve kurumların reklamının yapılmaması gerektiğini düşünenler: 11

    ´ Kurtarma çalışmalarına katkıda bulunmak yerine görüntü almak için helikopter kiralanmasını eleştirenler: 5

    ´ Deprem olduğu halde yayın akışının değiştirilmemesine tepki gösterenler: 3

    MÜZİK YAYINI YAPTILAR

    ´ Deprem felaketiyle ilgili yayın yapmak yerine film, müzik ya da eğlence programı yayımlanmasını eleştirenler: 32

    ´ Enkaz altından çıkarılanlar için ceset kelimesi yerine cenaze kelimesi kullanılması gerektiğini düşünenler: 1

    ´ Depremle ilgili haberlerin içinde reklam yayını yapılmasını eleştirenler: 1

    FELAKET TELLALLIĞI

    ´ Felaket tellallığı yapıldığını, kaos ortamı oluşturulduğunu, halkın paniğe sevkedildiğini düşünenler: 21

    ´ Deprem vasıtasıyla sömürü yapıldığını düşünenler: 18

    ´ Depremle ilgili yayınların ekonomi ve turizmi kötü etkilediğini düşünenler: 7

    ´ Depremle ilgili vahşet görüntülerinin, başta çocuklar olmak üzere, halkın ruh sağlığını bozacak nitelikte olduğunu düşünenler: 12

    ´ Depremle ilgili yayınların halkı devlete karşı tahrik ettiğini düşünenler: 1


    Çadırlar yine su altında

    BOLU

    Bolu'da önceki akşam dört saat süren yağmur, depremzedelere zor anlar yaşattı. Deprem bölgesinde, çadırlarda kalan depremzedeler, kış şartlarıyla da mücadele ediyorlar. Akşam başlayan ve dört saat süren yağış, çadırlarda kalan depremzedeleri etkiledi. Depremzedeler saatlerce çadırların önündeki suları temizlemek için uğraştılar.

    Meteoroloji yetkilileri, Bolu, Düzce ve Kaynaşlı'da havanın gün boyu güneşli olacağını belirterek, hafta başında yine yağış beklediklerini duyurdular.


    Sıra SHÇEK'te

    ANKARA

    Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay, "THK ve Kızılay gibi SHÇEK de kötü yönetilmektedir. Pis kokuların hayır ve şefkat kurumlarından birisi olan SHÇEK'ten de yükselmesi, durumun vehametini ortaya koymaktadır" dedi.

    Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki pislikleri ortaya döktüklerini belirten Akay, "Çocuk Esirgeme Kurumu ile ilgili gerek çalışmalardan gerek vatandaşlarımızdan bugüne kadar birçok şikayet gelmiştir. Basında da konuya ilişkin üzücü haberler yer almıştır. Bu bilgi ve belgeleri derledik ve 1.10.1999 tarihinde Başbakanlığa sunduk. Çünkü Kızılay ve THK'da yaşanan pis kokular buradan da hızla yükselmekteydi. Topluma ve devlete teslim edilen çocuklarımızın "bakımsızlıktan öldüğü", "yetişkin genç kızlara cinsel tacizde ve tecavüzde bulunulduğu", "kayırmacılığın ve yolsuzluğun ayyuka çıktığı", "objektifliğin ve tarafsızlığın yitirildiği", "güvenlik birimlerince sakıncalı görülen kişilerin kozmik birimlerin başına getirildiği" dahası "gücünü ve yetkisini Anayasa'dan ve Hukuk'tan alan Genel Müdür Bülent İlik'in yargı kararlarını hiçe saydığı" ortaya çıkmıştır" dedi.

    Bu iddiaların örtbas edilmemesi bakımından Başbakan Sayın Bülent Ecevit'in başvurumuzu dikkate almasını ve kapsamlı bir soruşturma başlatmasını önemsiyoruz diyen Akay, "Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan sorumlu Hasan Gemici'nin soruşturma yönünü saptırmak ve Genel Müdür Bülent İlik'i korumak için Başbakanlık Teftiş Kurulu'na baskı yaptığına dair talihsiz bir tutum sergilediğini de duymaktayız.

    Kamuoyu şunu bilmeli ki Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki soruşturma tüm safhalarıyla Konfederasyonumuzca takip edilmektedir. Soruşturmayı engellemek isteyen kim olursa olsun, görevi ne olursa olsun üzerine gideceğimizi kamuoyuna bir kez daha duyuruyoruz" şeklinde konuştu.


    '200 bin insan dışarıda'

    Bolu Valisi Nusret Miroğlu, '200 bin insanın sokakta olduğunun farkındayım' dedi.

    Vali Miroğlu, Bolu Kriz Merkezi'nin çalışmalarını sürdürdüğü çadırda basın toplantısı düzenleyerek, 12 Kasım Düzce depreminin ardından bölgede bugüne kadar yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

    Vali Miroğlu, prefabrik konutların altyapı ve üstyapı çalışmalarının hızla devam ettiğini, kış iyice bastırmadan konutları tamamlamak için çalıştıklarını belirtti. Miroğlu, 'Deprem bölgesinde 200 bin insanın sokakta olduğunun farkındayım; arkadaşlarımız çadırkentlerin sorunlarını her gün yerinde inceliyorlar. Çadırkentlerin tuvalet ve banyo ihtiyaçlarının giderilmesi için çalışmalarımız sürüyor' dedi.


    Tantan'dan kış uyarıları

    içişleri Bakanı Sadettin Tantan, Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında gelen trafik kazalarının kış aylarında azaltılması için alınması gereken tedbirler konusunda uyarılarda bulundu. Tantan, 80 il valiliğine gönderdiği genelgede, kış aylarının yağışları birlikte getirmesi nedeniyle trafik güvenliğinin olumsuz etkilendiğini vurgulayarak, şehiriçinde ve dışında trafik kazalarının hissedilir derecede arttığını bildirdi.

    Kış aylarında vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması için genelgede şu önlemlerin alınması istendi:

    ´ Görüşü azaltan sisli, yağışlı ve benzeri havalarda gündüzleri de yakını gösteren ışıkların yakılması sağlanacak, far ayarı ve ışık donanımı bozuk araçlar arızaları giderilinceye kadar trafikten men edilecek.

    ´ Sis ışıklarını karlı ve sağanak havalar dışında diğer farlarla birlikte yakanlar hakkında cezai işlem uygulanacak.

    ´ Araçların teknik aksaklık olup olmadığı, lastiklerinin aşınıp aşınmadığı incelenerek gerekirse bunlar giderilinceye kadar araç trafikten men edilecek.

    ´ Sürücülerin sisli havalarda mecbur kalmadıkça sollama yapmamaları, dikkatli ve yavaş gitmeleri hususunda megafonla uyarıda bulunulacak.

    ´ Şehirlerarası yollarda çalışan otobüslerin hız sınırılarına uymaları için takograf kontrollerine ağırlık verilecek, otobüslerde geçici fahri müfettiş olup olmadığı kontrol edilecek.

    ´ Lastikleri aşınmış, yangın söndürme cihazı, ilkyardım çantası, gerekli teçhizat ve avadanlıkları olmayan otobüsler trafiğe çıkartılmayacak.

    ´ Karayollarında kar ve buz mücadelesi çalışmaları yapılacak Karayolları Genel Müdürlüğü görevlileri ile koordine sağlanarak talep halinde yardım edilecek.

    ´ Kış aylarında karlı ve buzlu kesimlerde bütün kesimler zincir takacak, zincirsiz araçların seyrine izin verilmeyecek, karayolu devamlı trafiğe açık tutulacak.

    ´ Sisli olan veya zincir takılması gereken bölgelere gelmeden önce sürücüler durdurularak uyarılacak, bu bölgelerde megafonla uyarı yapılarak, trafik kontrolüne ağırlık verilecek.

    ´ Kar yağışı veya hava muhalefeti nedeniyle trafiğe kapanan yollara girmelerine izin verilmeyen sürücüler konaklama tesislerinde barındırılacak.

    ´ Taşıma sınırı üzerinde yolcu veya yük alan, gabari dışı yükleme yapan sürücüler cezalandırılarak, araçları trafikten men edilecek.

    ´ Mahalli yazılı ve görsel basından yararlanarak sürücülerin kış şartlarına göre araç kullanmaları için uyarılarda bulunulacak.

    ´ Otoyollarda trafik yoğunluğunun az olması nedeniyle buzlanmanın fazla olduğu geçmiş yıllardan tespit edildiği için buzlanmaların meydana geldiği bölgeler için karayollarının bakım işletme merkezlerine haber verilecek.


    'Sakarya büyükşehir olsun'

    Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Öztürk, Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin talebinin, TBMM'de gerçekleşme yoluna girmesinin kentte büyük mutluluk doğurduğunu bildirdi. Öztürk, yaptığı açıklamada, 17 Ağustos'taki depremden sonra ortaya çıkan gelişmelerin, Sakarya'nın yanı sıra birkaç belediyenin daha büyükşehir kapsamına alınmasını zorunlu hale getirdiğini belirterek; bu gelişmelerin, bölgenin geleceği açısından süratle değerlendirilip, gerekli düzenlemelerin yapılmasını istedi.

    Bölgedeki 14 belediyenin ayrı ayrı yaptıkları imar, yol, su, ulaşım ve temizlik planlarının, adeta birbirlerinin çalışmalarını engeller hale dönüştüğünü anlatan Öztürk, şöyle konuştu: 'Sakaryalı, çağdaş bir dünya kenti kurmak için, her zamankinden daha istekli, cesaretli ve inançlıdır. ATSO olarak biz de çağdaş dünya teknolojileriyle büyüyüp gelişmenin planlanmasından yanayız. Odamız, aynı zamanda Sakarya'nın sahip olduğu doğa zenginliklerini koruyup geliştirmeyi ön plana alıyor. Bunları planlamanın ilk adımı, Sakarya'nın Büyükşehir olmasıdır. Bu sağlanırsa belediyelerin hizmetlerinde bir koordine oluşacak ve bütün kaynaklar, akılcı ve planlı bir şekilde kullanılabilecektir.'


    Gündüzleri far yakın!..

    ANKARA

    Avrupa Komisyonu Araştırma Grubu, kazaların azalması için gündüzleri far yakılmasını önerdi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre; komisyon, konuyla ilgili tespitlerini 5 madde ile özetliyor:

    1- Gündüzleri farları yakın. Böylelikle taksi, otobüs gibi araçlar çok rahat görülebilir.

    2- Görmedeki eksiklik, kaza riskini 24 saat boyunca yüzde 50, gündüz kavşaklarda ise yüzde 80 arttırıyor.

    3- Gündüz farların yakılması, psikolojik olarak tereddütlü hareket eden araçların algılanmasını olumlu etkiliyor.

    4- Gündüz far kullanımı hem kazaları azaltıyor, hem de kaza sonrası zararın azaltılmasına olumlu etki yapıyor.

    5- AB üyesi 15 ülkenin hepsi, gündüz far kullanılması durumunda ölümlerin yüzde 24.6'sının, yaralanmaların yüzde 20'sinin, kazaların yüzde 12.4'ünün azalacağını tahmin ediyor.

    Bu tahmini, halen gündüzleri farları yanık olarak kullanan Finlandiya, İsveç ve Danimarka'da alınan sonuçlar da teyid ediyor.


    Tıp Fakültesi'nde ameliyat krizi

    Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde gerçekleştirilmesi planlanan iki ayrı böbrek nakli operasyonunun, fakülte dekanı ile ameliyatları gerçekleştirecek doktor arasındaki 'çekişme' nedeniyle yapılamadığı bildirildi.

    Alınan bilgiye göre; halen fakültenin dahiliye servisinde yatan böbrek hastaları Gülden Özkaya'ya (18) annesi Nimet Özkaya'dan, Mehmet Alkan'a da (35) ağabeyi Ahmet Alkan'dan böbrek nakli yapılmasına karar verildi.

    Ameliyatı gerçekleştirecek olan ekibin başı olan ve bugüne kadar benzeri 16 ameliyat gerçekleştiren Prof.Dr. Kenan Erzurumlu, tüm hazırlıklarını tamamlayıp ameliyat gününü belirlemek için idareye başvurunca; dekanlık, hastaların ameliyat sonrası üroloji veya nefroloji servisinde yatırılması gerektiğini bildirdi.

    Bunun üzerine genel cerrah olan Prof.Dr. Erzurumlu, ameliyata girmekten vazgeçerken; dekanlık tüm itirazlara rağmen hastaların ameliyat sonrası genel cerrahi servisinde kontrol altında tutulmasına izin vermedi.

    Konuyla ilgili olarak soruları cevaplayan Fakülte Dekanı Prof.Dr. Kayhan Özkan, hastaların genel cerrahi servisinde enfeksiyon kapma ihtimaline karşı böyle bir karar aldıklarını söyledi. Özkan, 'Genel cerrahi servisine giren çıkan belli değil' dedi.

    KİŞİSEL NEDENLER

    Prof.Dr. Kenan Erzurumlu ise, kişisel nedenler yüzünden kendisine zorluk çıkarıldığını öne sürerek, şunları söyledi:

    'Ben daha önceden de böbrek ameliyatı yaptım. 15-16 operasyona katıldım. Bütün hastalarımızı ameliyat sonrası genel cerrahi servisinde oluşturduğumuz izoleli özel odalarda yatırdık. Şimdiye kadar hiçbir problem çıkmadı. Ben genel cerrahım, her gün üroloji servisine giderek hastanın durumunu mu kontrol edeceğim. Kaldı ki, bu servisler hastaların bakımı için yetersiz. Bu zorluk çıkarmak değil de nedir?'

    Prof.Dr. Erzurumlu, sorunun çözülmemesi durumunda hastaların başka hastanelere gitmesi gerekeceğini de bildirerek, 'Hastalar bu durumda hem ekonomik olarak hem de psikolojik olarak etkilenecekler. Oysa biz 3 aydan bu yana bu ameliyatların hazırlığını yapıyoruz' diye konuştu.