• Işıkgöz'lerin ışığı sönüyor!
  • "Engel"e Okuyan yorumu
  • Kızılay'ın yemek işkencesi
  • Yine sağlık skandalı
  • TÜGSAŞ fay hattı üzerinde mi?


    Işıkgöz'lerin ışığı sönüyor!

    SİVEREK

    Şanlıurfa Kızılay Kan Merkezi Müdürlüğü'nden alınan kanın sezaryenle doğum sırasında verilmesi ile AIDS virüsü kapan anne Müzeyyen ve kızı Rukiye Işıkgöz'ün durumlarının kötüye gittiği bildirildi.

    Anne Müzeyyen ve kızı Rukiye Işıkgöz'ü, Siverek Devlet Hastanesi'nde tedavi eden Dr. Ali Meral, 'Minik Rukiye'nin durumu çok kötü, her an kaybedebiliriz' dedi.

    1996 yılında, doğum sırasında verilen kandan HIV virüsü kaparak AIDS'e yakalanan, Müzeyyen ve kızı üç yaşındaki Rukiye Işıkgöz, önceki gece Haliliye Mahallesi'ndeki evlerinden Devlet Hastanesi'ne kaldırıldılar.

    Dr. Ali Meral, yaptığı açıklamada, Şanlıurfa Sağlık Müdürlüğü'nden gelen faks talimatı üzerine aileyi tedavi altına aldıklarını belirterek, 'Özellikle minik Rukiye'nin durumu çok kötü, hastayı her an kaybedebiliriz. Şu anda zatürree tedavisi görüyor' dedi.

    Işıkgöz ailesinin Avukatı Şehmus İnal ise müvekkillerinin Ankara'dan yeni döndüğünü ve doğum sırasında virüsü kapan Rukiye'nin durumunun çok ağır olduğunu belirterek, şunları söyledi:

    'Küçük kızdan umudumuzu kesmiş durumdayız. Çünkü her geçen gün durumu biraz daha ağırlaşıyor. Ayrıca Sağlık Bakanlığı ve Kızılay Genel Müdürlüğü aleyhine açtığımız 115 milyar liralık maddi, manevi tazminat davasında, sadece 15 milyar liralık manevi tazminat kabul edildi. Bu da ailenin mağduriyetini daha da artırdı. Fakat konu Yargıtay Dördüncü Dairesi'nde görüşüldü. Karar şu anda elimize ulaşmadı. Ama karar olumlu değilse bu kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız.'

    Baba Sedat Işıkgöz ise eşi ve çocuğunun hastalığı yüzünden herkesin kendilerinden kaçtığını ve davalarının yaklaşık 4 yıldan bu yana sonuçlanmamasının da kendilerini her yönden perişan duruma düşürdüğünü belirttı. Baba Işıkgöz, eşinin hiç kimseyle görüşmek istemediğini ve sinirli tavırlar içinde olduğunu söyledi.


    "Engel"e Okuyan yorumu

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, prefabrik konutların kısa bir sürede bitirildiklerini iddia ederek, bitirdikleri prefabrik konutlara depremzedelerin gitmediğini söyledi. Deprem vergisinin büyük bölümünün rantiyeden alınacağını iddia eden Okuyan, depremzedelere yardım etmesi engellenen sivil toplum örgütlerini, devlete ve sisteme karşı olarak gördüklerini ifade ederek, sözümona depremzedeye yardımları niçin kestiklerini açıkladı.


    Kızılay'ın yemek işkencesi

    YALOVA

    Depremde büyük hasar gören Yalova'da oluşturulan çadırkentlerde barınan depremzedelerin büyük bölümü, Kızılay'ın çok kötü olan yemeklerine ilgi göstermiyor. Depremzedeler, Kızılay'ın verdiği yemeklerin lezzetsiz olduğunu ifade ederek, her gün kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı ve makarna yemekten bıktıklarını söylediler. Çadırkentlerde yaşayanların, Kızılay'ın yemeklerini almak için karne kullandıklarını ve sıraya girdiklerini anlatan depremzedeler, şöyle konuştular: 'Her gün aynı şeyleri yemekten sıkıldık. Bir gün kuru fasulye varsa, bir başka gün mutlaka nohut çıkıyor. Yanında da ya bulgur pilavı ya da makarna veriliyor. Yemekler kaliteli olmadığı için, depremzeleder yemeklerini kendileri pişiriyor. Sadece mecbur olanlar Kızılay'ın yemeklerini tercih ediyor.' Depremzedelerin yemeklere yönelik eleştirisini değerlendiren Kızılay yetkilileri ise, depolarında kuru bakliyat malzemelerinin fazla olduğunu, bunların tüketilmesi gerektiğini söylediler.


    Yine sağlık skandalı

    ŞANLIURFA

    Şanlıurfa'da Mehmet Kaya adlı felçli hasta, tedavi için getirildiği Devlet Hastanesi acil servisinde, 'altına pislediği gerekçesiyle' muayene edilmeyerek, hastane bahçesinde kendi haline terk edildi.

    Şanlıurfa Kapalı ve Yarıaçık Cezaevi'nde gardiyanlık yaparken 9 yıl önce emekli olan 55 yaşındaki Mehmet Kaya, önceki gün vatandaşlar tarafından tedavi için Şanlıurfa Devlet Hastanesi acil servisine getirildi. 9 çocuk babası felçli Kaya, görevlilerce, 'altına pislediği' gerekçesiyle acil servis dışına çıkartıldı. Gazeteciler ve vatandaşlar, hastane bahçesinde yatan yaşlı adama yardımcı olmak için durumunu nöbetçi hemşireye bildirdi. Nöbetçi hemşire ise, hastanın resmi evrakı olmadığı için tedavi edilmediğini söyledi. Bunun üzerine gazeteciler, Hastane Baştabibi Kadir Özbey'e durumu anlattılar. Başhekim Özbey'in talimatı üzerine, hastane bahçesinde yatan felçi hastayı, sedyeyle acil servise kaldırmak için 2 temizlik işçisi görevlendirildi. Temizlik işçileri, altına pislediği için Mehmet Kaya'yı acil servise götürmedi.


    TÜGSAŞ fay hattı üzerinde mi?

    Bursa'nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Türkiye Gübre Sanayi A.Ş'nin (TÜGSAŞ) Kuzey Anadolu fay hattının güney kolunun üzerinde kurulu olduğu, olası bir depremde, depoladığı amonyak gazı nedeniyle bölge için tehdit oluşturduğu öne sürüldü.

    Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın da katıldığı bir toplantıda 'fay hattı üzerinde bulunduğu ve bu nedenle tehlike oluşturduğu' iddiasıyla gündeme gelen TÜGSAŞ'la ilgili tartışmalar sürüyor.

    Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Turgut, yaptığı açıklamada, Bursa Valiliği'nin 'meseleye el koyduğuna' işaret etti. Vali Yardımcısı Emre Ayman başkanlığında yapılan bir toplantıda, Gemlik'ten geçen fay hattının MTA tarafından kesin tespitinin yapılması ve bu tespitin imar planlarına yansıtılması görüşünde birleştiklerini anlatan Turgut, alınması gereken önlem ve tedbirleri de tartıştıklarını kaydetti.