Düşündüren övgü

İSTANBUL

Yargı kararlarına rağmen yaptığı yasadışı açılışlarla adını duyuran Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in şimdi de Abdullah Öcalan'ın asılması konusunda da yargının verdiği idam kararına karşı çıkarak, tarafını bir kez daha belli etti. Demirel'in Ankara DGM'nin verdiği ve Yargıtay tarafından da onanan "idam cezası" kararına karşı çıkarak "Avrupa'da hangi şartlar cari ise o şartları kabullenmemiz lazım" açıklamasında bulunmasını, kamuoyu sert biçimde eleştirirken, Abdullah Öcalan'ın avukatları Demirel'e destek verdi.

DEMİREL'E DESTEK

Demirel'in idam cezasının infaz edilmemesi yönündeki açıklamalarını Akit'e değerlendiren Abdullah Öcalan'ın avukatlarından Doğan Erbaş, "Sayın Cumhurbaşkanının açıklamalarını olumlu karşılıyorum. Açıklamayı yerinde ve zamanında yapılmış olarak değerlendiriyorum" dedi. FP ve MHP'li milletvekillerinin Öcalan'ın idam cezasının infazı yönündeki açıklamaları "gereksiz açıklamalar" olarak değerlendiren Erbaş, bu açıklamaların ardından Demirel'in idam cezası ile ilgili olarak Avrupa'nın şartlarına uyulmasını talep etmesini doğru bulduğunu ifade etti.

ŞEHİD ANALARI KIZGIN

Sadece Öcalan'ın avukatlarının bu grupa yakın isimlerin destek verdiği Süleyman Demirel'e İstanbul Şehid Anaları Derneği Başkanı Pakize Akbaba sert tepkide bulundu. Demirel'e "Apo idam edilmesin diye Avrupa'nın dediği yapılacak da, Türkiye'deki mahkemelerin verdiği kararlara neden uyulmayacak. Yoksa haberimiz olmadan Anayasa'mı değişti?" sorusunu yönelten Akbaba, 30 bin kişiyi öldüren terörist başının el üstünde tutulduğunu belirtti.

"DEMİREL VE ECEVİT'E HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ"

Abdullah Öcalan'ın idam edilmesine karşı çıkan Demirel ve Ecevit'e şehid anaları adına eleştiride bulunan Pakize Akbaba, "Terörist başı yüzünden yıllardır acı çeken bizler, Öcalan'ın asılmasına karşı çıkan yöneticilere hakkımızı helal etmiyoruz" dedi.

Demirel'in Bosna-Hersek'e giderken yaptıkları açıklamalar ile ilgili olarak şehid ailelerinin avukatlarından Kastamonu Barosu Başkanı Mehdi Keskin, Demirel'in açıklamasında yer alan "Avrupa'da hangi şartlar cari ise o şartları kabullenmemiz lazım" yorumunu eleştirdi. Türkiye'nin 1983 yılında kabul edilen 6 numaralı protokolü 17 senedir imzalamadığını, bu nedenle Avrupa'nın her uygulamasının Türkiye'yi bağlayamayacağını ifade etti. Avrupa'nın Türkiye'de idam cezalarının kaldırılmasını Öcalan'ın idam edilmesini engellemek için istediğine dikkat çeken Keskin, "İmralı'da Öcalan yargılanırken idam edilmesi için bağıranlar bugünlerde anlaşılmadık bir şekilde Öcalan'ın idam cezasının kaldırılması için kampanya başlattılar. Bunun arkasında ne tür hesaplar bulunduğunun bir an önce ortaya çıkartılmasını temenni ediyorum" dedi.

MALKOÇ: ŞEHİD AİLELERİNİ ÜZDÜNÜZ

Fazilet Partisi'nin hukukçu milletvekillerinden Şeref Malkoç ise Demirel'e "insaflı davran" çağrısında bulundu. Şehid yakınlarının Öcalan'ın idam cezasına karşı çıkılan her açıklamanın ardından acılarının bir kat daha arttığını ifade eden Malkoç, şunları söyledi: "30 bin kişinin katili olan insanı toplum idam etti. Fakat bugün bu bu idamın gerçekleşmemesi için çeşitli girişimler yaşanıyor. Bugün idam cezalarının kaldırılması, Abdullah Öcalan'ın idam cezasının infaz edilmemesi için gündeme getiriliyor."

Sayfa Başına Dönmek İçin Tıklayın



Şehid analarına ihanet

Partisi DSP, Abdullah Öcalan'ın idam edilmesine karşı kampanya başlatırken, kendisi "Gücüm yetse Apo'yu astırmam" diyen Başbakan Bülent Ecevit'e evlatları terör örgütü PKK tarafından haince katledilen şehid aileleri kızgın.

Başbakan Bülent Ecevit'in PKK'nın başı Abdullah Öcalan'ın yakalandığı 16 şubat tarihinden beri kendisiyle ısrarla görüşme talebinde bulunan İstanbul Şehid Anaları Derneği'ni kabul etmediği, görüşmek için derneğin yaptığı sayısız başvuruyu da geri çevirdiği ortaya çıktı.

AKBABA: BİZİ REDDETTİ

Ecevit'in şehid ailelerine ihanetini Akit'e anlatan İstanbul Şehid Anaları Derneği Başkanı Pakize Akbaba, "Başbakan Bülent Ecevit'le terörist başı yakalandığından beri görüşmek için defalarca müracaatta bulunduk. Fakat görüşme talebimiz her seferinde reddedildi. Aradan 10 ay geçti. Öcalan yargılandı, idam cezasına mahkum edildi. Fakat Ecevit hala bizim görüşme talebimize evet demedi" dedi.

"DSP BİZİ YANILTTI"

Ecevit'in görüşme talebini kabul etmeyerek derneğe üye olan yüzlerce şehid anasını üzdüğünü söyleyen Pakize Akbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öcalan'ın yakalanması sırasında Bülent Ecevit'i takdirle karşılamıştık. Fakat aradan geçen zamanda yanıldığımızı anladık. Özellikle mahkemenin idam cezası kararı vermesinin ardından kendisinin çıkıp Abdullah Öcalan'ın idamına karşı çıkmasını anlayamadık. Öcalan'a topraklarını açan İtalya hükümetinin temsilcilerini defalarca kabul etmekten çekinmeyen Başbakan Ecevit, 10 aydır bizi kabul etmeyerek şehid analarını üzmüştür."

KARTEL MEDYASINA TEPKİ

Öcalan'ın idam edilmesine karşı medyada ve DSP'nin başı çektiği siyasi çevrelerde başlatılan "Apo idam edilmemeli!" kampanyasına destek verenleri protesto eden Akbaba, "Öcalan İmralı'da yargılanırken idam edilmeli diye bağıran gazetelerin köşe yazarlarının bugün idam edilmemesi için başlatılan kampanyaya öncülük etmelerini kınıyoruz. İmralı'da asılsın diye bağıran, bugün ise asılmaması için kampanya başlatan isimlere şunu sormak istiyorum: "Bu kadar kısa zamanda ne değişti de siz haziran ayında idam edilmesini isterken, kasım ayında idam edilmemesi için kampanya başlattınız? Bu kampanyayı başlatma size nasıl kazanç sağlayacak?" şeklinde konuştu.

Sayfa Başına Dönmek İçin Tıklayın



'Gürüz olayı, milli iradeye karşı tavırdır'

ANKARA

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Hasan Çağlayan, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, Kemal Gürüz'ü yeniden Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanlığı'na atamakla 'milli iradeye karşı bir tavır ortaya koyduğunu' savundu.

Türkiye'nin yoksullar ülkesi durumuna getirildiğini ileri süren Çağlayan, 'Ülkeyi idare edenler, vatandaşın geçim derdine kulaklarını tıkadılar. Eşine, dostuna çıkar sağlama telaşına düştüler' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanlığı'na Kemal Gürüz'ü tekrar atamasını da eleştiren Hasan Çağlayan, şunları kaydetti:

'Cumhurbaşkanı, halkın ve Meclis'in tepkisine rağmen Gürüz'ü tekrar atadı. Bu kanuni hakkıdır, ama Cumhurbaşkanı'nın ülkede birlik ve dayanışmayı sağlaması gerekir. Cumhurbaşkanı bu davranışıyla milli iradeye karşı bir tavır ortaya koymuştur. Böyle bir atama ile devlete olan güveni sarsmıştır.'

MALATYA'DA TEPKİ

Demirel'in Kemal Gürüz'ü tekrar 4 yıllığına YÖK'en ataması, Malatya'daki siyasi parti il başkanları tarafından tepkiyle karşılandı.

DSP dışındaki siyasi partilerin tamamı Kemal Gürüz'ün atanmasını sert bir dille eleştirirken, ardında birtakım gizli pazarlıkların olduğu öne sürülen atamanın toplumu huzursuz edeceği vurgulandı.

FP İl Başkanı Mustafa Özhüsrev, MHP İl Başkanı Mehmet Bitmez, BBP İl Başkanı H. Bayram Akyurt ve ANAP Merkez İlçe Başkanı Mehmet Bulgurlu atama kararını sertçe eleştirdiler.

FP'Lİ KARAKAYA: OLİGARŞİK TERCİH

Gürüz'ün yeniden YÖK Başkanlığı'na atanmasına bir tepki de FP Erzincan Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Tevhit Karakaya'dan geldi. Karakaya "Kemal Gürüz'ün yeniden YÖK Başkanlığı'na tayin edilmesi milli iradenin hiçe sayılarak oligarşik bir tercihin yürürlüğe konulmasıdır" dedi.

Karakaya şunları söyledi: "Tercihini hukuktan, milletten ve milli değerlerden değil baskı ve statükodan yana kullanan Demirel, aile fotoğrafını böylece zenginleştirmektedir. Demirel'in kamu vicdanına sapladığı Gürüz hançerinin açtığı yara kolay kolay unutulmayacaktır."

Sayfa Başına Dönmek İçin Tıklayın



Devlet böyle soyuluyor!

Şanlıurfa'da, sahte fatura ve belge düzenleyerek, pamuk işlemiş ve satmış gibi göstererek, haksız kazanç sağlamak isteyen 2 işadamı yakalandı. Düzenledikleri belgelerle devletten, 194 bin 397 dolar pamuk destekleme primi almak isteyen işadamları, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Başbakanlık Hazine Müfetişlerinin, Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan bir pamuk fabrikasında yaptığı incelemelerde, fabrika yetkililerinin, sahte oldukları belerlenen satış faturası, üretici belgesi, müstahsil makbuzu, kütlü pamuk teslimat makbuzu, gerçek dışı borsa alım-satım belgesi, kendi üretimi olmayan pamukları işlemiş gibi gösteren belgeler bulduğu, bu belgelerle devletten 194 bin 397 dolar pamuk destekleme pirimi almak istediklerini belirledi.

Açıklamada, fabrika sahibi Fadıl Aslan (36) Ahmet Aslan'ın (31) Emniyet Müdürlüğü'ndeki ilk sorgularının ardından mahkemeye çıkarıldığı bildirilen açıklamada, söz konusu işadamlarının, TCK'nın evrakta sahteciliği düzenleyen 339. maddesi ile dolandırıcılığa ilişkin 503. ve 504. maddeleri uyarınca işlem yapıldığı ve tutuklanarak, cezaevine gönderildiği kaydedildi.

Sayfa Başına Dönmek İçin Tıklayın